ya hep ya hiç
https://open.spotify.com/track/3udwRie3qWAyFgX8M9cRZh?si=7522w2WfSe23-F5JU9Otgg
Bugün hangi edebiyat karakteri beni canlandırıyorsa bu evrende, kendi içine büzüşmüş kalbe sığmayan bir uykusuzlukla uyanmıştım. Soluklarıma yetmeyen hava, kapısını inatla kapadığım dört duvarın penceresinden süzülen belirsiz o ışık gibiydim. Günlerimi taçlandıran alarmımdan önce uyanmıştım yine. Doğru ya bugün kafamda canlandırdığım oyunumu sahneleyemeyecektim, çünkü ceketinin cebinde biletini unutmuştu o. Gelmeyeceğini bile bile dekorlarımı bile tekrardan hazırlamıştım. Ellerimle hecelemiştim seni. Senaryosuna ansızın giren yan oyuncu, başrolü olmuştu oyunun. Protesto ettiğim aşkın sevgisini destekler olmuştum. Olurdu. Belirsizdi. Bulanıktı. Nasıl ilerlerdim bilmiyordum. Okunduğu sürece sayfası çevrilen bir kitaptım ama bazen son sayfadaki yarım cümlenin devamını asla merak etmezdin sen. Çevirmezdin sayfayı. Kalırdın öyle. Arasına sıkıştırılmış takvim yaprağı belki bir peçete ama asla ayraç yakıştırılmayan kitaptım. Kollarımı sardığımda sana, yanaklarıma lanet eder gözlerine bakamazdım. Belki o zaman sayfayı çevirmemen için dua eder bana gülümsediğin anı tekrar tekrar okumanı isterdim. Yapma sevgili. Umudu sis edip yolumu kaybettirdin bana. İçine koştukça, haritam düş kırıklıklarım oldu. Hayallerim yağmur olup yağdı ben seni düşündükçe. Silindi sayfadan ismin, ben yazdım satırlara tekrardan. Adını koyamadım bu duygunun. Sadece heyecana teslim olmuş, düşündükçe kabarıyordu kalbim. Durduramayacak kadar körleşmiş ve sana sesimi duyuramayacak kadar sağırdım bu yolda
Yorumlar
Yorum Gönder