anıların kanatlarından uçmak
ben bugün bir şehir olsam ve seni bu şehrin sokak lambaları yapsam her köşe başında ayrı bir duygu bıraksan. en ücra yerde korkutsan bildiğim tek şey kaçmak olsa. kalabalık bir caddede olsan ışıklar kalabalıktaki insanları anımsatsa kimse kimseye benzemese,kalbinin içindekiler gibi çok insan bulunsa. sabah vakti beklemede dursan güneşle beraber sönen ışığın olsa. sadece bedenin gösterse güneş içini sadece ben görsem. şehrin girişindeki büyük ışıklardan olsan içindekilerden habersiz bir ben sabırsızca beklese senin sokaklarını caddelerini..
aslında,
penceremden bakabildiğim kadar bir kuşmuşum ben. gökyüzü onunmuş ben sadece yukarı bakabiliyormuşum. denize dökülmeyen bir ırmakmışım. akvaryumdaki balık gibiymişim. var gibi görünen özgürlükmüşüm. ne beni uçuracak bir kanadım varmış ne de taşabileceğim kadar güçlü bir yağmur yağmış.
bir gece uyanıp silmiştim her şeyi. gece mi sabah mı bilmiyorum. zaten bu belirsizliklerim beni yazmaya itmiştir hep. güneşe hafif bir selam verdim, kaybolan geceye içimdekileri attım. işte anıların kanatlarından uçtum o zaman. bir serçede bıraktım yeşili, birkaç dakika sonra o da yok oldu.
benim canım o gün hüngür hüngür ağlamak istedi ama gözümdeki damlalar çok inatçıydı. açtığım şarkı döndüremiyordu inadından. meğer mağaranın duvarlarındaki sesler sonunda deliğinden çıkıp sonsuzluğa bırakmış kendini. duymuyorum yankıları.
ölümsüzlük suyunu içtiğimiz kalbi tek şimşek çakmasıyla yakmış mavi sonsuzluk.
şimdi sorsalar nereden hatırlarsın diye yoldan geçen biri kadar tanımıyorum derim.
şimdi kimsin deseler kendime bile cevap vermem.
şimdi ne sen ne ben gökteki yıldız kadar uzaktayız ne de denizdeki kum taneleri kadar yakınız. kalabalığın içindeki kaybolmuşlarız sadece.
https://www.youtube.com/watch?v=2VvjLAF_1BU
https://www.youtube.com/watch?v=2VvjLAF_1BU
Yorumlar
Yorum Gönder