Kalbimdeki Cızırtı

bir bozuk plak taktım kalbime. yıllardır nefesim misali hiç durmadan devamlı cızırdıyordu hayatımın sesine. suskunluğum gözyaşlarım gibi akıp gitse de her gün ruhumun sesini açmayı başaramadım hala. baktıkça nefesim kesiliyor konuşamıyordum. hatalarımı düşündükçe kelimeleri oluşturamıyordum. bu bozuk plağın cızırtısından başka bir şey duymuyordum uzun süredir. kalbimdeki cızırtı ise bedenime bir salgın emanet etmişti.  akan damlaların hızında çabuk geçer, bir mırıltı kadar az duyulurdu. koşsam bağıracak gücüm dursam hareket edecek gücüm kalmazdı. tut ki cızırtıyı duyan bir kalp vardı. üzüntülerimi satsam önüme koyar mıydım mutluluklarımı? aşkın ruhuna sorunluydum ben. insanların ezberlerini kendime huy edinmiştim ki. başaramazdım. sattığım üzüntülerimin üzerine yenilerini eklerdim. unutamazdım. cimriydim. ne kırgınlıklarımı ne de üzüntülerimi verecek cesaret vardı bende. çünkü ben bu ruhun temelini mutlulukla inşa edemeyecek kadar güzelliklerin içinde doğmadım. mutlulukla boyadığım her bir duvarın arkasında masalın kötü karakterleri yatıyordu. ormanda arkamda bıraktığım kırıntıları hep bir şey yerdi. denize su doldurmaktan başka yaptığım bir şey yokmuş oysa. sonradan anladım. ve geç anladım. kırık bir bardağı sırf aynısını bulamayacağım için  tekrar tekrar yapıştırmaya mahkum ettim yıllarca. boğazıma bata bata cam parçalarını içtim. tuzla buz edene kadar nefesimle birleştirdim. cızırtılarımı yenisiyle değiştirmedim. çünkü aşkın sesini hep melodilerde aramaya çalıştım.  benim cızırtım kendimdim. kendi melodilerimi, kendi göz yaşlarımı kendi kırgınlıklarımı kendimde satarak yenilemeyi öğrendim şimdilerde. bu eller ne başka ellere emanet ve bu gözler ne başka gözlere dalardı artık. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar