Kimse
https://open.spotify.com/track/0mZmqsrsMAOOvyzRWOZshn?si=oQ08rqKOTU6WBzE8kuMYRQ
Bir kadınla tanıştım su birikintisine bakarken. Denk gelişlerimiz tanıdık, hayatlarımızda tesadüfler vardı. Gözleri ise kor gibi bıraktığı geleceğini kulaklarına da çığ olmuş geçmişini haykırıyordu. Sözlerinde hayallerini fısıldarken, boğazına sıkıca sarılmış gerçekler dudakları kelimelerle boğulmuş cümlelerle doluydu. Elleri sigara dumanına yetmemişti. İçindeki pek çok şey gibi bu dumanları da hayatına yetiştirememişti. Gömleğinde bıraktığı ruj izlerinden anlaşılıyordu aynı yolu defalarca yürüdüğü. Göz yaşında bitiremediği bir adam vardı. O gözlerin içine baksam kaybolurdum ben de. Biliyordu ki yanındayken bile dokunmaya kıyamamıştı. Zamanın ilacı olsa günlerin reçetesini tekrar tekrar karşıma çıkarsa belki bende bu adamı doyasıya sevebilirim dedim. Duymadı kadın. Duyamazdı. İçime haykırıyordum çünkü. Ruhumun demir parmaklıkları hasrettendi, erişemezdi ellerim. Ne adama ne de kadına. Kadın sözlerin insanların kulaklarında çınladığı bir akşam adamla beraber eşlik etti melodilere. Bir nefes yakınında değildi ama çok yakındı ikiside. Umutlarını armağan etti parlak ışıkların altında sahneye çünkü gözlerinde yolunu beklediği adam tam da yanındaydı. Çok soğuk bir kış gününde tanıştıkları günü anımsadı. Gülümsedi. Adam farkında değildi sözlerinin bu kadar yol katedip kadını etkilediğinin. İnsafsızmış kalbe sevgi bırakmak ve belkide hiç açılmayan bir kapıda beklettiği günlerin birikip yolu kapadığını anlamak imkansızmış. Söylendim kendi kendime. Aynası olamadığım bir ruhta sözcüklerimi sindirmeye çalışıyordum. Su birikintisine tekrar baktım. Tan vakti sessizliğinde kaybolup gitti kadın. Şüphesiz rüyalarıma yenik düşmüş bedenimde bana bakan bir çift gözün hesabını bir su birikintisine veriyordum.
Yorumlar
Yorum Gönder