Saksı
https://youtu.be/Rrx0Uiex7tg?si=F7Opn8XoDjIUrC9U
Geceden bozma sabahlar, pencerenin önünde bekleyen saksıda çiçek… Güneş miydi beklediği? Muhtaç mıydı her sabah kollarını ısıtacak bir güce? Gölgede kalmak değil miydi bizi rahatlatan? Sordu kadın saksıdaki çiçeğe ve çatıda ona bakan kuşa. Sesini unuttuğu adamla konuşmuştu. Yüzüne hafif bir şekilde fısıldayan soğuk gözlerinde çaresiz bir gülümseme bırakmıştı. Kapısında kendinden kalma çürümüş çiçekleri görmesine rağmen yine zilini çalmıştı adamın. Toprağa karışmış gülüşünü yerleştirmişti yüzüne. Kapadı gözlerini. Umut tohumlarımı çürümüş çiçeklerimin üzerine atsam sever miydin beni sevgili? Yoksa ellerimi tutarken öldürür müydün onları? Kokladın mı hiç onları? Her yaprağında sen dalında ben vardım. Rüzgarında çıplak bıraksan da köklerini yaşattı bu günler. Nefes aldı havada sen varsın diye. Yağmuru göz yaşım oldu besledim. Açgözlü sokaklara seni bağıramadım hasretimi çalarlar diye. Çokça kokunu en çok da seni… Duysa kadın bunları gerçekleri tokat gibi çarpar, önüme sererdi sözlerini. Zihnimde koşturup duran kadın dün gece benim bedenimi çalmış sana koşar dururdu. İnkar ettim kadına. Gecenin yalan söylemesinden ayı sorumlu tutsaydık sokak lambaları küser benim yolumu yine sana çıkarmazdı. Kadının ceplerinde gülüşlerini yakaladım. Çünkü seni sevebilmek mümkünse, bu yolda tek başıma yürürken dalgalara aldanıp gideceğini bilerek yaşamalıydım. Çatıdaki kuş uçtu o sırada. Sesini bastıran şehirden kaçmanın yoluydu uçabilmek. O an kadın anladı. Köklerini saksıda yaşatabilen bir çiçek iken kendisi cıvıltılarını gökyüzüne satan bir adama aşık olmuştu. Söyle sevgili, mezarımda çiçekler açtıran sen neden çürüttün kapında beni? Toz tanesi ettiğin hayallerimi harlayıp gözlerine satmasaydın da gözünün içine baktığımda tekrar tekrar sevmeseydim seni. İzimsin sevgili. Dokunduğumda içimdeki kadına aldanan, tenimde seni hissettiğim bir yarasın.
Yorumlar
Yorum Gönder