Sade’
Bedenimin altında benden bağımsız bir ruhun çığlıkları şaşkınlıkla gülümsememi izliyor. Köşelerde kalmış geçenlerden kalma izmaritlerle tanıştım. Çokça anlatılmış kadının dağda karı erimeyen çilesi varmış. Bi adam, belirsiz bir silüeti… Gölgesi kadını koruyacak kadar büyükmüş. Karlar toprakla birleşmeyi tercih etmiş. Yanaklarındaki allıklar topraktan kırmızı gelincik olarak doğmuş, kadının gülümsemesine değmiş. Gördükçe utanmış, utandıkça kadında kızarmış, gözleriyle yakalamış neşesini. Rüzgar üflemiş dallardan düşen tohumlar ellerinde adamın ellerini tutmuş bekliyor sokak başında. Adım attıkça adamla seni aynı sokak lambasında karşılaştırdım. Birbirlerine bakan aynı bedenin ruhu bu sefer romanın son sayfasına kadar kadın yanındaydı. Ödünç verdiği kalbini görür müydü adam, bilemezdi kadın. Günleri kovalar tekrar onunla konuşmayı dilerdi kadın. Belki de okuduğumuz bu romanın satırlarını cebime atar sana verirdim sevgili.
https://music.youtube.com/watch?v=IATMFBQ4ydc&si=RVGO6J_KycEhzQVX
Yorumlar
Yorum Gönder