son'a ihtiyacı olmayan adam
https://www.youtube.com/watch?v=6QyVil0dwhk
burada bulunduğu dakikaların son demlerindeydi kadın. eski sayfalarını kafasındaki düşünce trafiğinde bırakmıştı. karşısında son dakikalarını paylaştığı adamla yudumladığı birkaç parça şaraptaki kelimelerden etkilenmişti. aldanamazdı. aldanmamalıydı.
aldanmıştı.
korkusu nefesinden yakındı kadının. gördüğü rüyalar kabuslara kapı açardı ne zaman duygularında yumuşama yaşasa. çok korkuyordu. kendinde telafisi olmayan yaralar bırakmıştı geçmişi. adamın dudaklarından çıkan kelimelere ilk kez bu kadar dikkat etmişti. satırlarıyla buluşmuş sözlerine çiçek açtırmıştı çünkü. söylemeliydi ama söyleyemedi. ruhunun bir parçasına dokunmuştu adam farkında değildi sadece. kelimeler canını yakmadığı sürece saklanabilirdi kadın bu belirsizlik çöplüğünde. adamla sohbete girdiği dakikalardan önce ruhunu beş yaşında bir bedene satmış yaşıyordu oysa.
kahkaların samimiyetine inanmak bakışmaların derinliğine katılmak istedi. biri geçse de bu ömürden, suyun ucu hep bir okyanusa çıkacaktı. telaşlarına yetişmek suskunluklarının kilitlerine anahtar olmak isterdi. olduğu kadar yürümek bundan sonrası içindi. kadın satırlarında birleştirdiği bu bedeni okunması için yazmamıştı. bir çift gözde okunmayı bekleyecekti. soğuk bir mevsim karşılamıştı onları o gece ve yağmurların ısrarla kaldırımlara kustuğu bu sokaklar ise onların yürüyeceği yolları temizlemişti. zaman zaman yağan kar yumuşatmıştı ellerini.
geç kalınacak günlerin ipleri artık kadının ellerinde bile değildi ve çoktan kaybolmuştu adamın gözlerinde kadının kalbi. anlamını değiştirebildiği günlere emanet etmişti duygularını ilk kez. ceplerinde yürüdüğü yollar omuzlarında bir ağırlık onu yavaşlatmış köşe bucak kaçtığı geceleri saklıyordu. bu yüzden kısmi sözlerinde, adamın bakışlarını sıkıştıracaktı kadın. ellerinde sönmüş mumlar adamın ateşinde yanacaktı bu sefer.
Yorumlar
Yorum Gönder