Güneş Gören Dağlar
Bir mucize dokundu tenime. Bedenim mahcup kaldı karşısında. Uzakça sevdalar birbirine tutunmuş adamın ellerinde bir buket tutuşturulmuş ayçiçeğinde güneşe bakıyordu. Yalnızlıklıkla belki de çokça sevdasızlıklarla fırtınası olmuş günler, takvim yapraklarını kadının ayakları altına sermişti. Üzerine bastığı üzüntüler, ayakkabısına damlayan korku akıp giderek yerini bıraktı ufukta bekleyen sevgiye. Aşkı bozkır bir kadında yeşeren tohumların duası kabul olmuştu sanki. Sesleri uzanmış gözyaşı, baktıkça adama kendinden bir parça emanet etmiş ellerine. Avuçlarında yanlış adreslerden kalma pulları bir zarfa yerleştirip çantasına koydu. Sağır olmuş hislerini susturup dinletti adama. Geçmişin tanıdık hisleri cızırtılandı. Masadaki gül kurudukça tanıdım adamı. Sokağa bakan perde, çantası kapısının önünde sabahı bekleyen pazar gecesi… Kapının eşiğinden sızan güven… Bağcıklarımı bağlamadan koşup emanet ederdi adamı sokaklara. Çamur lekesi sinmiş şehirde, ağzı bozuk yollarda yağmur bile temizl...