Ben Aslında...

-Rays of Hope (Oneke)-

Ben aslında bugün nerdeyim bilmiyorum, gözlerimi kapıyorum.
Ben aslında bugün hangi kişilikteyim bilmiyorum, etrafı izliyorum.
Ben aslında bugün hiçbirşey bilmiyorum, kitabımın son sayfasını açıyorum.
Ben aslında bugün duymuyorum, kulaklarımı piyanonun sesine emanet ediyorum.
Ben aslında bugün hissetmiyorum, sevdiğini sandığım adam benden uzaklaşıyor.
Ben aslında bugün özlüyorum, uzaklardan bir resim beni mutlu ediyor.

Peki ben kimim?
Nerdeyim ve ne istiyorum?

Uzaklardan gelen özlem beni nereye götürüyor? Sevilmek çok mu zor yoksa yaklaştıkça uzaklaşmak böyle bir his mi?

Acı mı çekiyorum her geçen dakika yoksa halime şükretmekten başka yapacak bir şeyler yok mu bu hayatta?

Cevapları beni dipsiz bir kuyuya itecek bu soruları defterimden silmek yerine sayfayı yırtıp çöpe atmak her ne kadar mantıklı gelse de  koparılan her yaprağın bir gün o defterin sadece kapağının kalmasını sağlamasına işaretti. İşte ben herkesi hayatımdan atmaya devam ettikçe bir gün tek başıma kalacak ve kendi kendimi kuyuya itecektim. Her gün aciz çevremi tekrar izleyerek kafamın içini bir kez daha umutsuzluğa sokacaktım. Üzüntüme sahte mutluluklarımı ekleyerek gözyaşlarımı bir kez daha gizleyecektim. Duygularıma bir set daha çekerek yalnız kaldığımda onları tekrar yıkacaktım.
Çünkü ben böyleydim. Her nerdeysem yaşam bana acımasız yüzünü göstermeden önce suratıma en az bir kez gülümserdi. İnandığım her gülümseme yüzümdeki tokat izinin kalıcılığını daha çok artırırdı. Ve ben her seferinde o gözlere inandığım gibi sahte gülümsemelere aldanırdım.

Peki sen?

Gitmek istediğin yolda önüne çıkan çakılları küçümser misin?
Yoksa onların üzerine basmak yerine yolun kenarına mı atarsın?

İşte sen  bencilsin. Ayağının altına çakılı kalan o taşları yolun kenarına atmadığın gibi ayakkabılarının yırtılmasına izin verdin ve yolun devamını çıplak yürümek zorunda kaldın

Fakat,

Seni sırtına alan kişi bendim ve yolun devamında benimle yürümek istememene rağmen korkundan sırtımdan inmiyorsun. Verdiğin her kararda ikimize hem acı çektirip hem de yoruyorsun.

Peki bunu neden yapıyorsun?

Duygusallığın gururunu yenemeyecek kadar güçsüz mü?
Yoksa olmayan acıların benim yıkılmışlığımın üzerini örtebilecek kadar güçlü mü?

Nerdesin bilmiyorum. Çünkü ruhunu kaybetmiş bir bedeni izlemekten başka birşey yapamıyorum. Duygularını yitirmiş birine hala birşeyler hissediyorum.

Ya ben ya sen değil,
Çünkü ikimizde bu yolda yaptığımız hataların bedelini en acı şekilde ödemeyi tercih etmiş iki aptal insandan başka birşey değiliz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar